Dünya Çapında 7 Sahte Dönüm Noktası

Her ülke veya şehir öncelikle turistik yerleriyle turist çeker. Ancak katılım yarışında bazı ülkeler sahtecilikle kalabalık tatilcileri kendilerine çekiyor.

1. Sherlock Holmes Müzesi, İngiltere

Arthur Conan Doyle'un eserlerinin pek çok hayranı, Sherlock Holmes'un kurgusal bir karakter olduğunu anlıyor ve farkında; ancak bu durum, bu popüler turistik müzeye olan ilgiyi etkilemiyor. Bu bina Baker Caddesi'nde yer alır ve 221B olarak etiketlenmiştir, ancak evin gerçek adresi 239 Baker Caddesi'dir. Sherlock Holmes ve arkadaşıyla ilgili ilk hikayeler yayınlandığında, 221 numarası henüz mevcut değildi. Adresteki maksimum sayı 100S idi.

2. Bran Şatosu, Romanya

Romanya, Drakula efsanelerinin anlatıldığı bu şatoyu gezmek için turistleri çekmeye devam ediyor, ancak gerçekte burası onunla yalnızca dolaylı olarak ilişkili. Yazarın kitapta Drakula'nın şatosunu anlatmasına temel oluşturan şey ise bu şatodan aldığı ilhamdır. Kendisi Romanya'ya hiç gitmedi. Kana susamış kontun prototipi ise uzun süre Poenari kalesinde yaşayan Eflak Prensi Vlad Tepes'ti.

3. Juliet'in Evi ve Balkonu, İtalya

Kahramanın Romeo için gözyaşı döktüğü balkonun bulunduğu sözde "Juliet'in evi" de sahtedir. Avluda konukları Juliet'in bronz heykeli karşılıyor. Yerli halkın ona dokunmanın iyi şans getirdiğine inanması nedeniyle bu heykel turistlerin akınına uğruyor. Ama hikayenin asıl olayı, bu aşık çiftin yalnızca Shakespeare'in çılgın hayal dünyasında var olduğudur. Hikayede anlatılan dönemde balkon bile yoktu ve Romeo sadece pencerenin altında duruyordu ama bu durum turistleri hiç rahatsız etmiyor.

4. Checkpoint Charlie, Almanya

 

Berlin'deki Checkpoint Charlie gerçekten var olmuş ve tarihi açıdan önemli bir mekandır. Burası Doğu ve Batı Almanya arasındaki sınırdı. Burası Soğuk Savaş döneminde ABD ile Sovyet birliklerinin tek temas noktasıdır. Tek sahtelik, gerçek kontrol noktasının 1990 yılında kaldırılmış olmasıdır. Ve şu anda turistlere sunulan şey, sadece iyi bir kopyasıdır. İşleri daha da inandırıcı kılmak için, burada her zaman size unutulmaz bir fotoğraf için eşlik edecek iki "asker" görev başındadır.

5. Shangri La, Çin

Mistik cennet Shangri La hâlâ aranıyor, ancak varolmadı. Ancak 2001 yılında yerli halk bu aramayı basitleştirmeye karar verdi ve bu unvanı talep eden yerlerden birinin adını değiştirdi. Bu kadar basit bir hareket sayesinde buraya turist akını olmuyor ama görülecek bir şeyler de var. Zhongdian'ın zümrüt yeşili ormanları, karla kaplı dağları ve çok sayıda antik Tibet tapınağı - burası cennet değil mi?

6. Kwai Nehri Üzerindeki Köprü, Tayland

"Maymunlar Gezegeni"nin yaratıcısı Pierre Boulle daha önce başka bir kitabıyla tanınıyordu. Adı "Kwai Nehri Köprüsü" idi. Japon işgalcilerin yönetimi altında savaş esirlerinin de katıldığı Burma'daki demiryolu inşaatının anlatımı, aslında Maeklong Nehri üzerindeki inşaatın öyküsünü anlatıyordu. II. Dünya Savaşı'ndan sonra kitaptan uyarlanan aynı isimli film gösterime girince Tayland'a gelen turist akını bu köprüye yönelmiş. Gelenekleri bozmamak adına yerel yetkililer nehrin ismini daha anlaşılır bir isimle değiştirdiler. Öyleyse neden kurguyu gerçeğe dönüştürmeyelim ki?

7. Philae Adası, Mısır

Mısır, kadim tarihi, piramitleri ve her yerdeki gizemli hiyeroglifleriyle ünlüdür, dolayısıyla buraya trenle gelmek haklıdır. Ama Philae adasını ziyaret etmeye karar verirseniz, biraz farklı bir hikayeyle karşılaşacaksınız. Daha önce aynı adı taşıyan adada, yaklaşık 2000 yıllık hiyerogliflerle süslü tanrıça Hathor'un bir tapınağı bulunuyordu. Tapınak gerçek, hiyeroglifler de gerçek, ama bir nüans var. Ada sular altında kalma tehlikesi altında olduğundan taş taş sökülüp başka bir adada yeniden inşa edildi. Günümüzde turistlere “Fila Adası” adı altında sunulan yer, eskiden Agilkia adasıydı.

Ayrıca bakınız: